Albert Einstein Hayatı ve Başarıya Adımları
Albert Einstein
Hayatı ve Başarıya Adımları
Albert Einstein
kimdir?
Albert Einstein
hakkında biraz bilgi verelim;

Küçükken geri zekalı olduğu düşünülmesine rağmen daha sonra
atomu parçalayarak herkesi şaşırtam muhteşem zeka olarak tanıyoruz hepimiz
Albert Einstein'i. Hatta hangimiz okuldaki üşengeçliğimizi, tembelliğimizi
Einstein'i örnek göstererek örtmedik ki... Tabii hiçbirimiz daha sonra atom
parçalayacak kadar dahi çıkmadık o ayrı.
Zekası fark edilene kadar birçok zorluk yaşamış Einstein
kendi dünyasında. Okulu belki hiç sevmemiş, ama zekasının kendisini
yönlendirmesine de engel olmamış.
Peki kimmiş aslında Albert Einstein? Neler yaşamış, neler
hissetmiş?
Her şeye meraklı ve
hayal gücü zengin bir çocukluk
Einstein 1879 yılında Güney Almanya'nın Ulm şehrinde sıradan
bir çocuk olarak dünyaya geldi. Küçük bir elektro-kimya fabrikasının sahibi
olan babasıyla, klasik müziğe meraklı annesi, Einstein konuşmaya geç başladığı
için oldukça tedirgin olsa da daha sonra bunun ne kadar gereksiz olduğunu
anlayacaklardır.
Yaşarken o anlar ne kadar zor olsa da, daha sonra bu anların
hayıflanmaları yerini büyük icatlara bırakacaktır. Einstein, ne kadar içine
kapanıksa o kadar büyük hayaller kurmaya başlar. Her şeye duyduğu sınırsız
merak, zamanla onu mükemmel bir hayal gücüne sürükler. Artık düşündüklerinin ve
zamanla yapacaklarının sınırı yoktur.
Okulu hiçbir zaman
sevmedi
Einstein'e göre onun zekasının temelleri kesinlikle okulda
atılmadı. Okul onun için ziyadesiyle sıkıcı ve ezber sisteminde gereksizdi. İlk
ve orta öğretimi çok başarısız ve zor bir şekilde geçti. Mühendis olan
amcasının desteği olmasa bu kadarını da yapması mümkün değildi.
Ona göre eğitim, okulda öğrendiğin her şeyi unuttuğunda sana
kalandı.
Çocukluğunda
unutamadığı iki olay
Amcası sayesinde tanıştığı geometriden adeta büyülenmişti.
Çocukluğuna dönüp baktığında iki olay onun için çok etkiliydi: İlki beş
yaşındayken amcasının ona hediye ettiği pusulada fark ettiği gizem, ikincisi de
on iki yaşında öklit geometrisini öğrendiğinde hissettiği büyü.
Özellikle geometri onun için sarsıcıydı. Hatta bu yaşlarda
geometrinin büyüsüne kapılmadıysanız daha sonra sizi etkilemeyeceğini
düşünüyordu Einstein.
İsviçre vatandaşı
oldu
Einstein, lise öğrenimini İsviçre'de tamamladı. 1896'da güç
koşullar karşısında direnerek yüksek öğrenimini Zürih Politeknik
Üniverisitesi'ne girdi. Daha sonra İsviçre vatandaşı olarak Sırp asıllı bir
öğrenci ile evlendi.
Çağdaş Fizik için
sürekli düşünüyordu
Einstein, Bern'de federal patent dairesinde çalışıyordu.
İşinden arta kalan zamanlarda da Çağdaş Fizik için ortaya atılan problemlerle
ilgili düşünüyordu. Önceleri atomun yapısı üzerine fikirler üreten ve Mark
Planck'ın kuantum teorisi ile ilgilenen Einstein, Avagadro sayısının değerini
de hesapladı ve test etti.
Kuantumun değerini
ilk anlayan Fizikçi
Einstein, Kuantum Fiziği'nin değerini anlayan ilk Fizikçi
olarak buradaki bilgilerini ışıma enerjisine uyguladı. Bu olaydan yola çıkarak
da fotoelektriği açıkladı. Hatta bu çalışmaları 1905'te Annalen der Physik
dergisinde iki makalesi yayınlandı. Üçüncü yazısında ise, görelilik teorisinin
temellerini atıyordu. Einstein'in bu teorileri sert tartışmalara yol açıyordu.
Daha sonra 20. yy'ın En Kuramsal Fizikçisi olarak anılmaya
başladığında, Einstein, görelelik kuramını geliştirmiş, kuatum mekaniği,
istatistiksel mekanik ve kozmoloji alanlarına önemli katkılar sağlamıştır.
İzafiyet Teorisi
Modern bilime etkileri çok büyük olan Einstein fizik
alanındaki çalışmalarından özellikle zaman ve uzay için düzenlenmiş bağlılık
yani İzafiyet teorisi ile tanındı.
Bu teori üç bölüme
ayrılmaktaydı:
1905'da Newtom mekaniğinin yasalarını değiştiren ve kütle
ile enerjinin eşdeğerli olduğunu iddia eden sınırlı bağlılık,
1916'da eğrisel ve sonlu olarak düşünülen dört boyutlu bir
evrene ait çekim teorisini veren genel bağlılık,
1916'da elektro-manyetizma ile yerçekimini aynı alanda
birleştiren kapsamlı denemeler.
Bu teorideki özellikle ilk iki kısım atom fiziği ve
astronomi alanında yapılan deneylerde çok başarılı olduğu denenmiştir. Çağdaş
Fizik'in de temel taşları arasındadır.
Zürih Üniversitesi
profesörü, Albert Einstein
Einstein, 1909'da Zürih Üniversitesi öğretim görevlisi
olarak çalışmaya başladı. Bir adım sonrasında artık Zürih Üniversitesi
profesörlerindendi. 1913 yılında ise Berlin Kaiser - Wilhelm Enstitüsü'nde ders
vermeye başlamıştı. İşte bu sıralarda Prusya Bilimler Akademisi'ne üye seçildi.
Nobel Fizik Ödülü
aldı
Özellikle kuramsal fiziğe katkıları yadsınamazdı. Bunun
yanında fotoelektrik olayına getirdiği açıklamalar da çok önemliydi. Tüm bu
gelişmeler Einstein'e Nobel Fizik Ödülü'nü kazandırdı.
Almaya'dan ayrılmak
zorunda kaldı
1933'e kadar Berlin'de yaşayan Einstein, Almanya yönetimine
gelen Nazi rejiminden sonra birçok Musevi bilim adamı gibi Almanya'dan ayrılmak
zorunda kaldı.
Paris'e giderek Collage de France'de ders vermeye başladı.
Buradan Belçika'ya, sonra İngiltere, ardından da Amerika'ya giderek burada Princeton
Üniversitesi kampüsündeki Institute for Advanced Study'e profesör oldu.
Albert Einstein öldü
1940'ta Einstein bu kez de Amerikan vatandaşlığına geçmişti.
1955'te Princeton'da öldü.
Üvey kızının vasiyeti
Einstein'in ölümünden sonra üvey kızı Margot Einstein, onun
kişisel mektuplarını sakladı. Daha da önemlisi, kendisinin ölümünden 20 yıl
sonra da saklı kalmasını vasiyet etti.
Ancak süre dolduğunda bu mektuplar Princeton Üniversitesi
tarafından basıldı ve Einstein'in özel uyaşamı ile ilgili bilgileri paylaşmış
oldu.
Ben atomu insanlığın
yararı için keşfettim
Bir gün Eintein'e keşfettiği atomun bomba olup Hiroşima ve
Nagazaki tepesinde patladıktan sonra neler hissettiği soruluyor.
Einstein ise şöyle cevaplıyor bu soruyu: ''Her savaş
insanlığın ilerlemesini engelleyen kötülük zincirine bir halka daha ekler. Ben
atomu insanlığın yararı için keşfettim. Ancak insanlar atomla birbirlerini
öldürüyorlar. Böyle olacağını bilseydim ayakkabı tamircisi olurdum''
Einstein'den
başarının formülü
Daha 5 yaşındayken bir pusulanın gizemine duyduğu
hayranlıktan yola çıkarak başarının formülünü de gerçekten matematiksel olarak
formülize etmiş Einstein.
Tek bir çocuk bile
mutsuzsa bilim ilerleyemez
Einstein'e göre bilimin ulaşması gereken son nokta tek bir
çocuğun bile mutsuz olmaması. Çünkü tek bir çocuk dahi mutsuzsa icatlar
olmayacağından bilim de ilerleyemeyecektir.
Bence Einstein, herkesin kendisi kadar güçlü olamayacağını
düşünüyordu. Ona geri zekalı denildiğide bile o hayal kurmaktan vazgeçmeyerek
çok büyük bir cesaret göstermişti çünkü.
Aptal nedir
Einstein dünyanın aptallarla dolu olduğunu düşünüyor. Çünkü
aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç bekleyen kişiye onun gözünde aptal
deniyor. Nihayetinde aptallığın bir sınırı yok, dahilik ise bir sınır
gerektirir!
Bizi güzel ahlak
kurtaracak
Yeryüzü insanlar yaşasın diye ayrıldıysa yine bütün
sorumluluk da onlara düşüyor demektir. Birçok icat yapılabilir. Çok zeki
insanlar atomu keşfedebilir. Ama sizce atomdan bomba yapmayı düşünenler de bir
o kadar zeki midir?
Hiç yorum yok: